3 Mayıs 2014 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - Üç aylar, kendimize gelme zamanıdır!

Hekimoğlu İsmail - Üç aylar, kendimize gelme zamanıdır!



Hekimoğlu İsmail
 

Üç aylar, kendimize gelme zamanıdır!

 
 
Dünya, cennetin bekleme salonudur. İslamiyet’in yaşanacağı mekândır. Üç aylar, sırat-ı müstakimde yürüyenler için hızlanacakları zamandır.
 
 
Bediüzzaman Hazretleri, “Ömür sermayesi pek azdır, lüzumlu işler pek çoktur.” buyuruyor. Anlıyoruz ki, aslında her saat her an çok kıymetlidir. En önemli işimiz Allah’ın rızasını kazanıp saadet-i ebediyeye liyakat kesbetmektir. Belki diğer aylarda gaflete düşmüşüzdür. Üç aylarda bir uyanış başlar. “Ben neyim, ne için varım, ne uğruna yaşıyorum, nereye gidiyorum?” sorularına cevap ararız.
 
 
1954 senesinde ilk defa Erzurum’a gitmiştim. Daha 22 yaşımdaydım. “Alvarlı Hoca namıyla maruf, Hacı Mehmed Efendi isminde bir şeyh var, ziyaret edelim.” dediler, vardık. Yüzü kıbleye dönük, oldukça yaşlı ve önünde bir rahle, rahlenin üzerinde minder... Tahminime göre, yorulduğunda başını bu mindere koyuyor. Bazılarının iddiasına göre, onun gecesi gündüzü, bu rahlenin başında geçermiş; yani yatak yüzü görmezmiş... Dedi ki: “Hep bana geliyorsunuz; bir gün de kendinize gelsenize!..” Bu söz beni kendime getirmişti.
 
 
Üç aylar, kendimize gelme zamanıdır. Mesela Peygamber Efendimiz’in hayatını okuyalım. Okuyunca yaşadığımız hayatı beğenmeyeceğiz. O zaman diyeceğiz ki, “Mademki hayatım deforme olmuş, öyleyse şahsî hayatımda reform yapacağım, hayatımın her noktasını yenileyeceğim. Zaaflarım, alışkanlıklarım, işim, eşim, çocuğumla ilişkilerim vs… Bunlar ne durumda? Neler yapabilirim?” 
 
 
Bence bu mübarek günlerde her Müslüman, hayatının bilançosunu çıkarmalıdır. Böylece “Ölmeden evvel ölünüz.” hadisine ittiba edilmiş olur. Mesela doktorum bana diyor ki: “Ağabey yılda bir kere check-up yaptır ki, bazı hastalıkları erken teşhis edebilelim. Böylece tedavi kolaylaşsın.” Üç aylar da manevî dünyamıza check-up yapacağımız günlerdir.
 
 
Bu mübarek ayların önemi, af zamanı olmasıdır. Mutlaka en azından bir günaha tövbe edilecek. En büyük günah, günahı bilmemektir. Şeytanın en büyük hilesi kendisini unutturmaktır. Bakıyoruz; üç aylar, kandiller geçti gitti. Değişen bir şey yok. Havanın bulutlanıp yağmurun yağmaması gibi, rahmet yağmadı herhalde… Yahut bize uğramadı. Eski tas eski hamam. Bu halden Allah’a sığınırız. Tövbe edilmezse, ibadete hız verilemezse ayların mübarekliği insana fayda vermez.
 
 
“Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!”
 
 Necip Fazıl bu şiiri okurken, “Suçlu sensin!” diye aynadaki görüntüsüne hitap ediyor.
 
 
Üç aylar, “aynada kendimize bakma” zamanıdır.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder