10 Mayıs 2014 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - İnsanların yolunu kesen, kendi günahlarıdır!

Hekimoğlu İsmail - İnsanların yolunu kesen, kendi günahlarıdır!



Hekimoğlu İsmail
 

İnsanların yolunu kesen, kendi günahlarıdır!

 
 
Her günahtan küfre giden bir yol vardır. Bu bakımdan mü’min evvela haramlardan kaçmalı ki imanını muhafaza edebilsin. Haramları terk etmek helalleri yapmaktan daha önemlidir.
 
 
Mesela çok önemli olan namaz, ferdin sevabını artırır. Doğru olmak ise İslamiyet’i sevdirir. Mesela bir arkadaşım, Amerikalıya demişti ki: “Size İslamiyet’i anlatayım mı?” Amerikalı da dedi ki: “Ben senin hayatını beğenmiyorum ki dinini anlatasın! Bu konuda seni dinlemek istemiyorum. Sen, çok içen Amerikalılara benziyorsun!” Gerçekten o arkadaşın ahlakı bozuktu. Sonuçta bir Hıristiyan, Müslüman’ı beğenmemişti.
 
 
Almanya’ya konferans için gittiğimde Müslüman Almanlar Cemiyeti’ni ziyaret ettim. Orada Müslüman olmuş bir Alman’a dedim ki: “Siz nasıl Müslüman oldunuz?” Dedi ki: “Biz Müslümanlara bakarak Müslüman olmadık. Kur’an’ı okuyarak, İslam’ı araştırarak Müslüman olduk.” Ekseri Müslümanlar İslamiyet’e ayna olamadıklarından, gerçeği arayan ecnebilerin İslamiyet’i bulması zorlaşıyor. O Alman’a dedim ki: “Ben de bu cemiyete üye olmak istiyorum. Almanya’ya gidip geldikçe, programlarınıza katılmak istiyorum.” Dedi ki: “Arapça bilmeyenleri üye yapmıyoruz.” Gerçekten de, Müslüman Almanların çoğu Arapça öğrenirken, burada camileri dolduran Müslümanlardan hemen hemen Arapça bilen yok...
 
 
Mesela “Sofraya yürür gibi, sehpaya gitmeyenler dava adamı değildir.” sırrını yaşayan Osman Yüksel Serdengeçti, İslam âlemini kurtarmaya çalışıyordu fakat dergisini bile kurtaramadı. Sebebi, kitapçılar sattıkları dergilerin parasını ödemeyince Serdengeçti kapandı… O zaman dedik ki: “Evet biz Müslüman’ız amma İslamiyet bu değil!” İslam ahlakıyla ahlaklanmamış bir Müslüman ibadet adına bir şeyler yapsa da onun zararı faydasından fazladır. Müslümanlara zarar verene Allah ne kadar rahmeder?
 
 
Hayatım boyunca şuna şahit olmuşumdur; haramlara köle olan bir insan, istese de ibadet edemez. Yahut bulunduğu noktada kalır, bir adım ileri gidemez. Mesela namazlarına dikkat eden, Kur’an okuyan bir yengemiz vardı. Bu yengemiz gelinine, söylediği sözlerle çok eziyet ederdi. Bir gün gelini dedi ki: “Kayınvalidem bu kadar namaz kılıyor, Kur’an okuyor amma bana çok eziyet ediyor; böyle ne oluyor?” Dedim ki: “Kur’an kelamullahtır, Allah’ın sözleridir. Kur’an okuyan Allah’tan ders alıyor demektir. Kayınvalideniz Kur’an okuyor amma meal, tefsir okuyor mu?” “Hayır!” dedi. “Namazda okuduğu surelerin anlamından haberi var mı?” “Hayır!” dedi. İşte bakınız, ısrarla işlediği bir günah, bu yengemize tefsir okutmuyor. İmanını taklitten tahkike çıkaramıyor. Her zaman insanlara dikkat ettim; namaz kılmak, hidayete ermenin alameti olmayabiliyor. Çünkü her haram İlahi huzurda edepsizliktir. Hele bu haram bir başkasına zarar veriyorsa… Yani insanların yolunu kesen, yine kendi günahlarıdır.
 
 
Mesela malayani şeylerle meşgul olan kişiler ibadet etmek istemez; içinden gelmez. Allah buna müsaade etmiyor. Haramlarla helaller bir arada yürümez. Mesela Medine-i Münevvere’de Resulullah’ın türbesine yüzünü gözünü süren, gözyaşı döken mü’minleri görünce düşündüm; evine dönünce tembelliğe, ikiyüzlülüğe, sözünde durmamaya devam edeceksen, buradaki ağlamaların seni kurtarmaz.
 
Evvela hayatındaki haramlara tövbe et, sonra sünnet-i seniyyeye yapış ve kurtul.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder