7 Ekim 2014 Salı

Ahmed Şahin - Kalp kalbe kucaklaşacağımız nice günahsız bayramlar dileğimizle...

Ahmed Şahin - Kalp kalbe kucaklaşacağımız nice günahsız bayramlar dileğimizle...



Kalp kalbe kucaklaşacağımız nice günahsız bayramlar dileğimizle...


Günahsız bayramı tam anlamak için geçmiş büyüklerin bayram anlayışlarını hatırlamakta fayda olsa gerektir. Bakalım bizim bayram anlayışımızla onlarınki aynı mı gayrı mı görelim.

Bu farkı kolay anlamak için verilen misalde deniyor ki: Geçmişte bir Allah dostu, yatsı namazından sonra çıktığı cami avlusunda cemaate tek tek elini uzatıp:

-Bayramım mübarek olsun! diyerek bayram tebriki yapıyordu. Kendisine:

-Efendi Hazretleri dediler, bayram geçti, gelecek bayrama da daha var, bekle de, bayram gelince bayramlaş!

-Hayır, dedi büyük zat, benim bayramım bugün. Çünkü dedi, bugün ben günah işlemedim. Günaha maruz kalmadığım gün benim bayram günümdür!

İşte size geçmiş büyüklerin bayram anlayışından günümüze mesaj yüklü bir misal.

Demek asıl bayram, günah işlemeden yaşadığımız günün bayramıdır. Zaten günah işlediğimiz gün bayram olmaktan çıkar matem gününe bile dönüşebilir.

Sakın bayram günü de günah işlenir mi demeyesiniz. Asıl günahlar bayram günlerinde işlenir. Hatta öyle günahlar vardır ki sadece bayram günlerinde yaşanır. Onlara da “bayram günahları” adı verilir.

İşte size önemli bayram günahlarından bazıları:

- Bayramda çoluk çocuğu sevindirmez, akraba ve komşuları ziyaret edip bayramlaşmaz, kırgın, dargın olduklarınızla barışmaz, sahip olduğunuz imkânlardan ihtiyaç sahibi yoksullara ikramlarda bulunmaz, bir telefonla da olsa uzaktaki yakınlarınızla bayramlaşma hassasiyeti göstermezseniz, başka günah aramaya hiç gerek yoktur bayram günlerinde. Bu ihmal ve ilgisizliklerimiz bayram günahları olarak yeter de artar bile bizlere.

Halbuki biz bayramı tek başımıza değil çevremizle, toplumla birlikte yapacaktık. Bilhassa akraba, dost ve komşularımızla yeniden bir daha kucaklaşacak, gönül alacak, kalp kazanacaktık bayram günü vesilesiyle. Dargın kırgın kimsemiz kalmayacaktı bayramda. Hatta komşumuza kurban eti göndermeden bizim boğazımızdan kurban eti de geçmeyecekti. Önce onların hisselerini acilen gönderecek, sonra kendimize sıra geldiğini düşünecektik.

Demek ki biz kurbanı, nefsimize et ziyafeti çekmek için kesmişiz. Kendin pişir, kendin ye bencilliğine düşmüşüz bayram günü.

Bununla beraber bazıları: Öylesine bir kurban eti dağıttık ki bize bir buttan başkası kalmadı, diyorlar!

Demek ki bayramı toplumla birlikte sünnete uygun şekilde yapanlar da var. Allah Resulü Efendimiz de öyle yapıyordu. Ona da kurbanından bir buttan başkası kalmıyordu.

Nitekim Aişe validemiz “Kurban etini öylesine dağıttık ki, bize bir buttan başka hiçbir şey kalmadı!” deyince tebessüm eden Efendimiz’in cevabı şöyle olmuştu:

-Desene ey Aişe, bir buttan başka hepsi de bize kaldı!

Evet, günahsız bayramlar işte böylesine ortaklaşa toplumla birlikte yaşanıyordu geçmişte.

Bundan dolayı bayramda baş görevimiz, çevremizle ziyaretleşmek, yarım elma gönül alma kabilinden de olsa imkân nispetinde hediyelerle sevgi saygımızı yeniden bir daha tazelemektir. “Hediyeleşin ki karşılıklı muhabbetiniz tazelensin, sevgi, saygınız artsın.” buyuran Efendimiz’in (sas) sünnetini toplumla birlikte yaşamak.

Hediyenin imkâna uygun olmasını tavsiye eden Efendimiz:

-‘Hediye, gücüne göre ayarlanmalıdır. Şayet imkân müsait değilse güler yüzü, tatlı dili, yapacak duası da mı yoktur ziyaretçinin?’ buyurmuş, yapılan duanın da değerli bir hediye yerine geçeceğine işarette bulunmuştur.

Nitekim sahabeden Muavviz’in kızı Rabia, Peygamberimiz’le bir hediyeleşme hatırasını şöyle anlatır:

-Resulullah (sas) Hazretleri’ne bir tabak taze hurma ile salatalık götürmüştüm. Yanında Bahreyn’den gönderilmiş bir hediye bohçası vardı. Elini uzatıp bohçadaki kadın ziynetlerinden bir avuç alarak bana uzattı. Küçük hediyeme benim hoşuma gidecek büyüğüyle mukabelede bulundu. Onun âdeti öyleydi. Hediyeleri kabul eder, ancak daha fazlasıyla karşılık verirdi. Bayramlarda ise bu hediyeleşme sünneti daha çok olurdu. Bayramlar sanki bizim topyekûn sevgi saygımızı tazeleme günlerimiz olurdu..

Demek geçmişin günahsız bayramları böyle yaşanırdı. Kalp kalbe kucaklaşacağımız nice günahsız bayramlar dileğimizle. a.sahin@za­man.com.tr
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder