22 Ekim 2014 Çarşamba

Yedikçe yiyoruz ve doymuyoruz

Yedikçe yiyoruz ve doymuyoruz


İşte normal ev fırınımda pişirdiğim doğal ekmek!
 
 
 
- Yüce Allah buğday gibi tahılları vitaminlerle, minerallerle ve çok zengin besin değerleriyle doldurdu. Fakat biz son zamanlarda ağzımızın tadı uğrunda değerleri tıraşlanmış, sırf karbon hidratı geri kalmış buğday unlarından üretilen ekmekleri yiyoruz.
 
Yumuşacık ve lezzetli diye. Yedikçe yiyoruz ve doymuyoruz. Besin değeri neredeyse sıfır. Sadece yakıt. Gün boyu terleyen ağır beden işçisi değilsek asla yakamıyoruz. Her ekmek yağa çevrilip göbeğe birikiyor, vücudu çerçöple dolduruyor. Bir de insanı şeker hastası yapıyor zamanla.
 
İki üç kat pahalı da olsa fırınlardan doğal ekmek arıyorum yıllardır. Biri yapıyor öbürü yapmıyor, bir gün var öbür gün yok. Çünkü para kazandırmıyormuş, çünkü halk fazla talip değilmiş sağlıklı hayata. Çoğunluk zevki uğrunda zehirlenmeye talip.
 
Yoruldum artık tam ekmek aramaktan ve kendi ekmeğimi kendim pişirmeye karar verdim. Önce ekmek makinelerine baktım. İşi zorlaştırıyorlar ve bence hiç gerek yok.
 
Evdeki fırında bu iş fevkalade ve tertemiz oluyor. Gümüşhane’nin Yaylalı köyünde yetişen buğdayın, yulafın, çavdarın taş değirmende öğütülmüş ununa ulaşmayı başardım. Yeterince arayanın böyle sağlıklı unlar bulmasının yolunu Allah göstersin. İlk birkaç denemeden sonra çok iyi kabaran lezzetli ekmekler pişirmeyi öğrendim.
 
Çocukları da bu sağlıklı ekmeğe teşvik ediyorum. Hepsi de çok beğeniyor, beyaz ekmekten tamamen vazgeçemeseler de… Hanım önce ciddiye almadı, ama ekmeğin gerçekten de başarılı olduğunu görünce o da durumdan memnun görünüyor.
 
Bir kere pişiriyorum bir hafta yetiyor. Lezzetini kaybetmiyor, doyurucu, sağlıklı… İşte size benim pişirdiğim ekmek… Tavsiye ederim. Kesinlikle çok özel… 
 
 Muhammed Bozdağ
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder