12 Mayıs 2016 Perşembe

ALLAHÜ TEALA BİZE KÂFİDİR...

ALLAHÜ TEALA BİZE KÂFİDİR...

İbrâhim aleyhisselam ateşe atılacağı zaman (Hasbünallahü ve ni’mel vekîl. Allahü teâlâ bize kâfidir. Ve O, ne güzel vekildir) dedi.

Kemâlüddîn Nusaybî hazretleri Şafiî fıkıh, usûl ve hadîs âlimidir. 582 (m. 1186)’da Nusaybin’de doğdu. Nusaybin’de kadılık yaptı. Sonra Haleb’e gitti. 652 (m. 1254) târihinde Haleb’de vefât etti. Hilye kitabında şöyle der:...

 Tasavvuf yoluna giren kimse, bu yol vasıtasıyla Hakka yönelir. Mahluka gönül bağlamaz. Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

“İbrâhim (aleyhisselam) ateşe atılacağı zaman ateşe bakınca, (Hasbünallahü ve ni’mel vekîl. Allahü teâlâ bize kâfidir. Ve O, ne güzel vekîldir) dedi.”

İbrâhim (aleyhisselam) ateşe atıldığı zaman, mahlûkât “Yâ Rabbi! Halîlin (dostun) ateşe atılıyor, izin ver de o ateşi söndürelim” dediler. Bunun üzerine Allahü teâlâ:

“O benim halilim’dir. Yeryüzünde ondan başka benim halilim yoktur. Ben onun Rabbiyim. Benden başka onun Rabbi yoktur. Eğer o sizden yardım isterse, haydi yardım ediniz. Yoksa onu bırakınız" buyurdu.

Sonra o mıntıkanın meleği geldi. “Yâ Rabbi! Senin halilin ateşe atılıyor. Bana izin ver de ateşi söndüreyim” dedi.

Yine Allahü teâlâ, “O benim halilimdir. Benim yeryüzünde ondan başka halilim yoktur. Ben onun Rabbiyim. Onun benden başka Rabbi yoktur. Eğer o senden yardım istiyorsa, haydi ona yardım et. Yoksa onu bırak” buyurdu...

Mukâtil anlattı:

İbrâhim (aleyhisselam) getirilip mancınığa konunca, gökler, yer ve melekler (her şey) ağladı.
Hepsi:

“Yâ Rabbi! İbrâhim (aleyhisselam) senin (sevdiğin) bir kulun. O ateşe atılıyor. Bize izin ver ona yardım edelim” dediler. Ateş de ağlayarak şöyle dedi:

“Yâ Rabbi! Sen beni, Âdemoğullarının emrine verdin. Halbuki senin kulunu (dostunu), benim ile yakacaklar” dedi.

Sonra Allahü teâlâ onlara şöyle bildirdi:

“Eğer kulum bana duâ eder, yalvarırsa, ona icabet ederim. Eğer sizden yardım isterse, ona siz yardım edin!”

İbrâhim (aleyhisselam) mancınık ile atılınca, onu mancınık ile ateş arasında Cebrâil (aleyhisselam) karşıladı. “Esselâmü aleyke yâ İbrâhim! Ben Cebrailim, bir ihtiyâcın var mı?” dedi. İbrâhim (aleyhisselam) “Sana mı ihtiyâcım olacak? Hayır sana ihtiyâcım yok, benim hacetim Rabbimedir” dedi.

Allahü teâlâ ateşe: “Ey ateş! İbrâhim’e serin ve selâmet ol!” buyurdu (Enbiyâ-69).

Vehbi Tülek


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder