10 Mayıs 2016 Salı

İslam'da Adalet

İslam'da Adalet
 
Adalet kelimesi, dengelemek, dengeli davranmak, tesviye edip düzeltmek, bir şeyi uygun yere koymak, bir hakkı sahibine vermek anlamlarına gelir. Bu kavramın içinde insaf, hakkaniyet, istikamet mânâları da vardır. Dolayısıyla adaletli davranmak, bir şeyi, bir işi hakkaniyet ve insaf ölçülerine göre yapmak demektir.
 
Kur'ân-ı Kerîm'de pek çok âyette geçen "اَلْقِسْطُ: el-kıst" kelimesi de adalet kelimesinin ihtiva ettiği mânâları ifade eden bir kavramdır. İslâm'da adalet anlayışı, bir arada yaşamaktan ve insanlar arası ilişkilerden ortaya çıkan insan hakları temeline dayanır. Adalet, bu hakları olması gereken yere koymak, hakkı olanlara vermek demektir.
 
Adaletin zıddı ise zulümdür ve o da bir şeyi yerli yerine koymamak veya uygun olan yerden başka yere koymak anlamlarına gelir.

Allah Hak ve Adalete Önem Veriyor

Adalet, Allah Tealâ'nın çok önem verdiği esaslardan biridir. Allah'ın kendisi âdildir ve yaptığı her şeyde adalet tecellî eder. "İsm-i Adl'in cilve-i azamından gelen kâinattaki adâlet-i tâmme, umum eşyanın muvâzenelerini idare ediyor ve beşere de adaleti emrediyor."
 İnsanlardan adaletin ikamesini istemek Allah'ın adlinin muktezasıdır. Sosyal dengenin tesisi ve içtimaî hayatın ahenkli biçimde işleyişi de adaletin gerçekleştirilmesine bağlıdır.
 
Bu yüzden Allah çeşitli toplumlara peygamberler gönderiyor ve onlarla birlikte kitap ve adalet terazisi indiriyor; (Hadid sûresi, 57/25) adaleti sağlamayı emrediyor. (Arâf sûresi, 7/29; Nahl sûresi, 16/90)
 
Ayrıca insanlardan hakkın ikamesini, verilen hükmün lehte de olsa aleyhte de olsa kabul edilmesini istiyor ve aksine davrananları zalimler olarak niteliyor. (Nur sûresi, 24/48-51)
 
Bir de takvaya en uygun olanın adaletli davranış olduğunu; (Maide sûresi, 5/8) âdil olanları sevdiğini belirtiyor. (Hucurat sûresi, 49/9; Mümtahine sûresi, 60/8) Bunların da ötesinde bizzat Kendisinin âhirette hiçbir haksızlığa meydan vermeden kullarını yargılayacağını ve her hak sahibine hakkını vereceğini beyan ediyor. (Yunus sûresi, 10/54; Enbiya sûresi, 21/47)
 
Dolayısıyla hakkın tevzîi ve adaletin ikamesi, biz Müslümanlar için Allah tarafından belirlenmiş en önemli hayat prensibidir. Önemli olan şeyin karşılığı da önemlidir. Adaleti gerçekleştirmenin karşılığı da dünya ve âhiret saadetidir. Elbette ki adaletli davranışın dünyadaki karşılığı kıymetlidir; ancak âhiretteki mükâfatı muhteşem olacaktır.
 
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.) yönetici olsun, hâkim olsun, aile reisi olsun bunlardan âdil davrananların âhirette Allah katında nurdan minberler üzerinde duracaklarını müjdelemektedir. (Müslim, İmare 18)
 
Kur'ân'ın mü'minlerden adalet talebi, ilgili olduğu alanlara göre çeşitlilik arz ettiğinden biz de bunları, yönetimde, şahitlikte, yargıda, aile içi münasebetlerde ve ticarî hayatta adalet olmak üzere çeşitli başlıklar altında ele alacağız. 
 
KAYNAK:
http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/islamda-adalet-ilkesi

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder